Çevre ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde, büyük müteahhitlerin konut projelerini satabilmek için kampanyalar düzenlenirken biz depremzede kiracıların binbir emek ile inşa etmeye çalıştığımız, Dünya Konut Ödülü finalisti Düzce Umut Evleri, kredi bulmakta zorlanıyor.
16 yıllık çabamız sonucu katılımcı tasarımla hazırladığımız Düzce Umut Evleri projesi, henüz inşaatlar bitmeden Dünya Konut Ödülleri’nin 10 finalistinden biri olmaya hak kazanmıştı. Uzun yıllar arazi tahsisi için verdiğimiz hak arama mücadelesinin sonrasında, şimdi de krediye erişim için mücadele ediyoruz.
Hatırlayalım; 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinden sonra Düzce’de binlerce bina hasar görmüştü. Devamında hükümet yıkılan ve hasar gören konutların yerine yaptığı kalıcı afet konutları için hak sahipliğinde mülk sahipliğini esas aldı. Dolayısıyla kiracı veya mülksüz olan depremzedeler, depremin hemen sonrasında mülk sahibi depremzedelerle birlikte geçici barınma alanlarına yerleştirilmiş olsalar bile, kalıcı konutların inşası bittikten sonra buradan ayrılmak zorunda kalmış, barınma sorunlarına devlet eliyle bir çözüm üretilmemişti.
Bunun üzerine Evsiz Depremzedeler Dayanışma Konut Yapı Kooperatifini kurarak, uzun soluklu bir hak arama mücadelesine başladık. Toplu olarak konut üretmek amacıyla kamu idaresinden mevcut mevzuat çerçevesinde uzun vadeli ödeme ile arsa tahsis edilmesi talebinde bulunduk. Talebimizin karşılanmaması üzerine açtığımız dava 8,5 yılın ardından 2014 yılında lehimize sonuçlandı. Bugün üzerinde 234 konutun inşaatlarının devam ettiği, bostan, müşterek fırın ile mutfağın ve çok amaçlı bir sosyal merkezin de bulunduğu Düzce Umut Evleri’nin 41 dönümlük arsası TOKİ tarafından 10 yıl vadeli 10 taksitle 2 Milyon 250 Bin TL karşılığında kooperatifimize tahsis edildi.
Kendi konutlarımızı yapmak amacıyla “toprağa erişim hakkımızın” mahkeme yoluyla teslim edilmesi kesinleştikten sonra, mimari projenin katılımcı bir şekilde hazırlanması için Bir Umut Derneği aracılığıyla bir açık çağrı yaptık. Bu açık çağrıya cevap veren, mimarlık, şehir planlama, inşaat mühendisliği, sosyoloji gibi farklı disiplinlerden onlarca gönüllü ile birlikte Düzce Umut Atölyesi’ni kurduk. Bir sene boyunca çocuk, genç, yetişkin, kadın, erkek tüm kooperatif üyelerinin katılımı ile Düzce Umut Evleri’nin vaziyet ve konut planları, sosyal alanlarının tasarımı üzerinde çalıştık.
Devamında 2016 yılında inşaat ruhsatı aldık. Türkiye’de hiç de alışılmadık bir şekilde, sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamak için verilen bu uzun soluklu mücadelenin hakkını verecek bir “sağlıklı ve güvenli şantiye” organizasyonu kurduk ve inşaatlar başladı. Kooperatifin kontrolünde, iş güvenliği ve işçi sağlığı önlemlerine azami dikkat ederek, kadın ve erkek üyelerinin ve Atölye gönüllülerinin de emeği ile inşaat alanı “açık şantiye” şeklinde hayata geçti.
İnşaatların tamamlanması için arsa tahsisine de temel oluşturan 775 Sayılı Kanun kapsamında kredi almak üzere TOKİ’ye başvurduk. Ancak kredi talebimiz reddedildi. Bunun üzerine kredi hakkımız için yeni bir mücadele dönemi başladı. Bolu İdari Mahkemesine kredi talebimizin TOKİ tarafından karşılanması talebiyle dava açtık. Davamız şu an devam etmektedir.